‘İşte bu!’ derler ya!

Ben de ‘İşte hizmet bu!’ diyorum.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Mahalle Tiyatroları”nda üçüncü dönem kayıtları başlamış…
Ben birinci ve ikinci dönemi duymadım….
Demek ki iletişimde bir kopukluk var..
Başvurular 3 Temmuz’a kadar sürecek.


Başkan Tunç Soyer, sanatın yaşamdaki önemini hatırlatarak tiyatroya ilgi duyan herkesi eğitimlere katılmaya çağırmış…
Haberin bu kısmında ‘Başkan Soyer!’ diye geçiştirilmiş…
İyi ki başkanın ön adını biliyor ve hatırlıyorum ki, ‘Tunç’ u da ben ilave ettim.
Hatırlayan olur!
Birkaç kez, mahalle ve esnaf tiyatrolarından söz etmiştim.
İlk sözünü ettiğim ise Alaçatı esnafı idi…
Kış aylarında bir araya gelerek tiyatro ekibi kurduklarını, bahar aylarında ise yani sezon başlamadan önce gösterilerini yaptıklarını anlatmıştım.
Urla’nın Bademler Tiyatrosu'ndan, Karşıyaka iskelesinin karşısındaki önceki muhtarlardan Sevim Hanımın sanat çalışmalarını anlatmıştım…
Ve bir baktım ki, daha çok sayıda belediye ve mahalle tiyatrolarının olduğu bildirildi.
‘Biz de varız!’ denildi…
Burada eksiklik her vatandaşın, her mahallenin mutlaka ve mutlaka haberdar edilmesi…
Spor kulüpleri gibi iddialı ekiplerin oluşturulması…
Konu uzun ve önemli…
Şimdilik bu kadar…
Nasıl iktidarlar ‘Her mahalleden bir  milyoner, bir milyarder’ çıkardık diye övünüyorlarsa, bundan böyle ‘Her mahalleden bir oyuncu ya da sanatçı yetiştirdik’ diye övünmeliler…
Bu arada çok cambaz çıktığını da belirteyim!
Ama bunlar mahallelerden değil, siyasetin içinden…

Çöpe gidiyor

Sayısız kaleme aldık:
Gıda israfı ile mücadele zamanımızın en büyük küresel zorluklarından bir tanesi.
Sadece Türkiye'de her yıl 19 milyon ton gıda çöpe atılırken, bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde 88 milyon tonu buluyor.
Gıdanın bu şekilde israf edilmesi ya da atık haline gelmesi, gıdanın yok edilmesinin neden olduğu maliyet bir yana, üretiminde kullanılan değerli kaynakların da boşa harcanmasına neden oluyor.
Özellikle lüks otellerdeki ‘açık büfeleri’ ele alarak örnekler veriyordum.
Hatta bir keresinde 1970’li yılların başında Çeşme Altınyunus Tatil Beldesi’nde yaşadığım bir olayı anlatmıştım:
Açık Büfeli ‘Doktorlar Gecesi’ ya da bir ilaç firmasının lansmanı vardı.
İnanın 200 kişilik davetliler için 500 kişilik ziyafet hazırlanmış, bunlar kısa sürede bitmiş, aşçılar yataklarından kaldırılarak getirilmiş ve ek yiyecekler hazırlatılmıştı
Bu son yıllardaki ‘açık büfe’ çılgınlığı için örnek bir ‘gıda savurganlığı örneği.
Çünkü tabaklar tepeleme dolduruluyor ve çoğu çöpe gidiyor…