İddia şu:

Kadınların çoğunluğu kendini güvende hissetmiyor!
Sokakta yalnız yürürken, arkasında ayak sesleri duyduğunda tedirgin olmayan tek bir kadın bile yoktur!
Otobüste, dolmuşta son yolcu olarak kaldığında ürkmeyen bir kadından bile söz edilemez!
Ne acı değil mi?
Sıralama belki yeni madde ve düşüncelerle sürer gider…
Nasıl mezarlıktan ya da yakınından geçerken insanların içini bir ürperti alıyor, sonra da ya yüksek sesle bir şeyler ya da şarki söyleme içgüdüsüyle hareket ediyorsa, yalnızlık da hep böyle olunuyor.
Daha önce CHP’li kadınların, özellikle bu konularda yaptıkları çalışmaları anlatmıştım.
Şimdi de ‘YaşamHak’ projesi kapsamında, şiddet mağduru kadınların yanı sıra kendini güvende hissetmeyen kadınlara da çare olacaklarını ilan ettiler.
CHP’li kadınların söyledikleri şu:
‘Toplu taşımada, sokak lambasının yeterli olmadığı bir yerde ya da yalnız yürürken ürken tüm kadınlara sesleniyoruz:
Yalnız değilsin, biz varız!
444 82 85 numaralı hattımızda size eşlik edecek olan bir kız kardeşiniz var.
Kendinizi güvende hissetmediğiniz her yerde telefonun diğer ucundan size destek olacağız.
Bir olumsuzluk yaşandığında kolluk kuvveti ile doğrudan iletişime geçerek, can ve mal güvenliğinizin sağlanmasını temin edeceğiz…’
Bir ara Bornova’da Emniyet Müdürlüğü benzer bir çalışma yapmıştı.
Hemen her sokak ve caddeden sorumlu bir memuru görevlendirmiş, o da özel telefonlarını başta kadınlar olmak üzere sokak sakinlerine vermişti.
Şüpheye düşen, ya da birinden şüphelenen hemen verilen telefonu arıyor ve kendisine verilen şifreyi söylüyordu.
Aynen yine Kemeraltı esnafına verilen özel telefon numaraları gibi…
Olaya polis anında müdahale ediyor ve olumsuzluklar başlamadan çözülüyordu.

*

Yine anımsatayım;
Kadına yönelik şiddet ile mücadele etmek amacıyla 5 Aralık 2020 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları İstanbul Sözleşmesi’nin bir maddesini hayata geçirmiş, Genel Merkezlerinde 'Alo Şiddet' hattını kurmuşlardı.
Yaşama hakkının en temel hak olduğundan yola çıkarak projeye 'YaşamHak' adı verilmişti.
444 82 85 numaralı hattını arayan tüm şiddet mağduru kadın ve çocuklara, 7/24 ücretsiz destek hizmetleri sunuluyor.
Şiddet gören kadınların karakollarda, savcılıklarda, hastanelerde, adliyelerde yanlarında oluyorlar.
Kadına ve çocuğa yönelik şiddet davalarını, mağdurlar ve aileleri ile dayanışma içinde takip ediyor, ayrıca, şiddet mağduru çocuklara eğitim ve burs desteği verilmesine katkı sağlıyorlar.

*

CHP’li kadınların ifadelerine göre;
İstanbul Sözleşmesi fesih edildiğinden bu yana en az 500 kız kardeşimiz katledildi.
Muğla’da okuyan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in katili ceza indirimi ile ödüllendirildi.
Kadın katillerini cesaretlendiren kararlardan bazılarını hatırlayalım:
İstanbul’da yaşayan 27 yaşındaki Duygu Kadakal’ı öldüren Hakan Kadakal’ın yargılandığı dava 4 yıl sonra sonuçlandı.
Katile önce "eşi kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından sanığın duruşmadaki iyi hali gerekçesiyle takdiri indirim uygulanarak, ceza müebbet hapse indirildi.
Konya’nın Karataş ilçesinde, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Bekir Erkol, üç çocuğunun gözü önünde evli olduğu Tuba Erkol’u 46 yerinden bıçaklayarak öldürdü.
Katile önce “eşi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından suçu “haksız tahrik” altında işlediği ve duruşmadaki “iyi hali” gerekçesiyle ceza 18 yıl 4 aya indirildi.
Mahkeme heyetinin açıkladığı gerekçeli karara göre, katliam canavarca hisle gerçekleştirilmemiş!
Demek ki 46 bıçak darbesi canavarca his için yeterli değilmiş.
CHP’li kadınlar soruyor:
Acaba katilin indirim almaması için daha ne kadar canavarca davranması gerekiyordu?
Eskişehir'de, 23 kez suç duyurusunda bulunmasına rağmen boşandığı Yalçın Özalpay tarafından öldürülen Ayşe Tuba Arslan davasında önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi.
Daha sonra cinayetin "haksız tahrik" altında işlendiğine hükmedilerek, ceza 24 yıla indirildi.
Haksız tahrik indimin gerekçesi ne miydi?
Ayşe Tuba Arslan'ın telefonuna gelen "canım" mesajı…
İleri sürüldüğüne göre; kadınların payına düşen; yoksulluk, şiddet ve ölüm!
Bakalım bu çarkı tersine kim döndürebilecek?
Kadınların isteği nedir?
Kabusun bitmesi, yerini, özgürlük, huzur, demokrasi, adalet ve eşitliğin alması…