Acılarla dolu bir yılın geride kalmasına artık çok az kaldı…

Herkes umut içinde bekliyor.
Milli Piyango biletlerinde, birkaç yıldır öylesine düşüş yaşanıyor ki, anlatılacak gibi değil…
‘Paraşütle’ diyebiliriz…
Nedenini araştıranlara verilen yanıt tek sözcükten oluşan bir cümle;
‘Güven!’ ya da ‘Güvensizlik!’
İşte bu öylesine sihirli bir sözcük ki herkes kendine göre kullanıyor…
Herkes olmasa da, sektörün içindekiler biliyor, tanıyor!
Kimseye bir yararı olmamıştır ama kendisini öyle pazarlıyor ki, sanıyorsunuz dünyaya iyilik yapmak için gelmiş…
Ben biliyorum:
Kaç kişi onun yüzünden eşinden oldu…
Ben biliyorum;
Kaç kişi onun yüzünden ekmeğinden oldu…
Ben biliyorum:
Kaç kişinin umutla bulduğu işini, telefon ederek, hüsrana uğrattığını…
Ben biliyorum;
İkili hatta üçlü oynadığını…
El altından güçlü olanlara ‘sendenim ama maddi durumum iyi değil!’ diyerek, bazen doğrudan bazen ima ila bana göre ‘dilencilik’ yaptığını da…
Ben biliyorum;
Araya koyduğu hatırı sayılır kişiler sayesinde iyi değil çok iyi para kazandığını ama çalışanına vermediğini…
Ben biliyor ve iddia ediyorum:
İşinden bir şekilde işinden olana ‘Kapım sana açık!’ diyerek umut ve moral vererek kadrosuna aldığını ama 6 ayda sadece iki ay en düşük ücreti ödedikten sonra ‘güle güle!’ dediğini…
Ben biliyorum;
Bir şekilde tüm çalışanlarını bankalara borçlandırarak, evlerine icra gitmesine neden olduğunu…
Bu arada ‘Ona ne?’ demeyin…
Çünkü; bankadan para çeken ‘Söz aybaşında maaşınla birlikte ödeyeceğim’ diye elinden alındığını…
Tabii ki akıl hocaları da hep ‘usta’ değil, sözde ‘duayen’ denilen kişiler…
Fıkradaki olayı hatırlatayım:
Arkadaşına yağmurlu havada şemsiyesini veren kişi, her yağmurda ‘Ben şemsiyeyi vermeseydim, ne olurdun?’ demiş…
En sonunda buna dayanamayan arkadaşı, yandaki süs havuzuna girip sırılsıklam çıkmış ve ‘İşte böyle olurdum!’ demiş…
Eh be kardeşim sende dilencilikten, onun bunun ve emekçinin hakkını yemekten bıkmadın mı, dilenciliklerini de sürdürüyor, resmi ve özel kurumları ‘sizdenim!’ diyerek bir noktada dolandırmaktan ne zaman vazgeçeceksin?
Baskın kaç?
Satışın kaç?
Ben söyleyeyim;
Sıfır, elde var sıfır…
Yeter artık in çalışanın sırtından…
İn kurumların sırtından…
Yeter!
Bu anlattığım bir sözde işyeri değil…
Çok ama çok var…
Bunlara ‘Dur’ denilse iş bitecek…
Bundan kurumlar da vatandaşlarımız da karlı çıkacak…
Şimdi hiç kimse üzerine almayacak…
Çünkü böylece foyası ortaya çıkar...
İşe yaramazlar da ‘Komşuda pişer bize de düşer!’ diyerek beklentide, ‘Canım ağabeyim!’ diye yağ çekip, el etek öpmeye devam etsinler…
Umarım bu sahneleri ve sahtekâr ile dolandırıcıları 2022’de görmeyiz.
Elenip giderler…