Ne kadar etkileyen, insanın yüreğinin en ince tellerine dokunan bir söylem. Üstelik o kadar ağır bir değerde ciddi algılanır ki adeta namus sözü. Gördünüz mü şimdi neler olacak! Hay Allah!
Açıklama yapmadan direkt konuya girdim. Anlatayım.  Yıllar önce bir reklam filmi vardı TV'lerde. Bornoz giymiş kadın "Bana bir araba alsana" diyor. Derken bornoz yerde, diğer reklam araba reklamı. İlk önce herkes seyretti, seyretti sonraları bir kıyamet koptu, reklam kalktı.
Dünyanın her köşesinde her şey kadının üzerinden kuruluyor da ülkemizdeki kadar kadınlar harcanıyor mu! Uzun zamandır bu konuda bir şeylerden rahatsızım TV seyrederken. Önceleri yorumsuz seyrederken, sonraları yorum yapmaya başladığımı fark ettim. Şık giysilerin içinde pırıl pırıl takılar gözünüze uzatılıyor, sokuluyor. Aynı anda kulağınızda kuşatma altında tatlı bir müzik eşliğinde kelimeler beyninize yürüyor.

Bir yanda taş çorbası

Sensiz olmaz, Zen siz olmaz. Derken başka bir reklam yine şık bir mekân güzel bir kadın gözünüzün içine bakıyor direkt ve fısıldıyor Blue Diamond her kadının hakkı... O hızla eşime dönüp "Nerde benim ki" dedim, önce anlamadı.  "Bak her kadının hakkıymış, ben de hakkımı istiyorum" dedim. Gülümsedik buruk, üzgün, çünkü her evde konuşulduğu gibi ekonomi, eğitim, kadın cinayetleri, çocuk istismarları, EYT'liler, Suriyeliler, savaş şehitleri, işsizlik, beyin göçü, çığ gibi inen yaşamsal sorunlar ve 0 KDV ile alınıp yüksek karla satılan pırlantalar. Evladına süt alamayan, taş çorbası pişiren anneler.

Ben mi bu kadar tepkiliyim dedim, araştırdım. Bu konuda birçok araştırma yapılmış. Bir araştırma sonucu diyor ki; "Reklam ürünleri satarken izleyici ile duygusal bir bağ kurmaya hedefler. Böylelikle stereotipleşmiş aile yaşantıları, mutlu evlilikler ilişkiler ve sosyal yaşantılar sunar. Kadın reklamlarda hem hedef hem araçtır. Hedeftir çünkü, erkeğe göre tüketimle daha çok özdeşleştirilmiştir. Tüketirken de 'ideal kadın bedenine' ulaşmayı çalışmayı hedefleyerek sürekli mal ve hizmet satın alır.  Diğer bir yandan araçtır, çünkü hem kadının kendisine hem de toplumun diğer üyeleri olan erkeklere satın alma eylemini yaptıracak olan 'Kadındır'.

Cinsiyet vurgusu

Bir diğer sunum ise kadının cinsiyetine ve dişiliğine yapılan vurgudur. Kadın bir seks objesi olarak sunulur. Burada kadının vücut hatları ve vücudunun çıplaklığı çekici güç olarak kullanılır. Bulduğum en çarpıcı örnek 1974'de Weyenberg Shoes reklamının "bir erkek ayakkabısı yanına uzanmış ayakkabıya hayranlıkla bakan çıplaklığı ustaca gizlenmiş bir kadının ve "onu ait olduğu yerde tut" yani "kadının yeri, çıplak olarak ayağınızın dibidir" oldu. Her konuda suiistimal edilen kadının reklama da feda edilmesine isyan ediyorum. Yükseltilen beklentiler, egolar. Yitirilen değerler ve  toplumun yozlaşması da cabası....