Bu mektuba nasıl kulak vermeyeyim?
Nasıl sizinle paylaşmayayım!
Neden yetkililere duyurmayayım?
Lafı uzatmadan sözü öncelikle Zemzem Çelik'e vereyim
Bakın ne yazmış?
'Merhaba Yaşar Bey,  
Kardeşim; 24 yaşındaki Bedirhan hayati önemdeki ilacına ulaşamıyor. Yurt dışından gelmesi gereken ilaç, ödeme kapsamında olmasına rağmen Yurt Dışı İlaç Temini Birimi, ilaç raporuyla birlikte ailenin gönderdiği başvuruyu reddediyor.
Kardeşim için desteğinizi bekliyorum!
Sesimiz olun!'
 
Nasıl olur?
 
Bedirhan Çelik doğuştan genetik tabanlı bir rahatsızlık olan üre dengesi bozukluğu ve hiperamonyemi hastası.
Karaciğerindeki enzimleri çalışmıyor.
Tedavi için, hayati önem taşıyan Ammonaps (sodium phenylbutyrate) adı verilen bir ilacı kullanıyor ancak şu anda bu ilaca ulaşamıyorlar.
Belirttiklerine göre;
İlaç, devlet tarafından ödeme listesinde görünse de, İbni Sina Yurt Dışı İlaç Temini Birimi, ilaç raporuyla birlikte gönderdikleri başvurularını, sürekli çeşitli sebeplerle reddediyormuş!
Yine belirttiklerine göre;
Doktorları bile bu durumu anlamakta güçlük çekiyor, üzüntülerini açıklıyorlarmış.
Peki Zemzem Çelik bu mektubu bana neden yazmış?
Yine belirttiğine göre,'
'Şu anda elimizdeki ilaç bitti.
Kardeşim ilacı kullandığında bile hayatı hiç kolay değil, neler çektiğimizi biz biliyoruz.
İlacı almadığında geçirdiği nöbetler artıyor.
İlacı bir an önce temin edemezsek hayati risk söz konusu.
Bir an önce ilacın tedarik edilmesi hayati önem taşıyor.
Kardeşim 24 yaşında ve çaresi varken çaresiz bırakılmaya dayanamıyorum.
Lütfen Bedirhana umut olun.
Sesimizi duyurmamıza yardım etmek için paylaşın!'
Sevgili okuyucularım;
Ben neredeyim, sıkıntısı olanlar nerede?
Düşünebiliyor musunuz?
Büyük ihtimalle herkes, yakınlardakiler görmezden, duymazdan geliyorlar, sorunu önemsemiyorlar.
Ben daha açık söyleyeyim, 'Ölen ölür, kalan sağlar bize yeter!' gibi bir düşünceye sahipler..
Olmaz!
Olmamalı…
Bir kişi bile bir şekilde ihtiyaç sahibi ise onun sıkıntısını, acısını yürekten duymalı ve gereken ne varsa, elimizden ne geliyorsa yapmalıyız…
Unutmayalım…
Bugün ona yarın bize, ya da o duyarsızlara…
Duyarlı olursak, yarın bizler için de duyarlı olanları buluruz…
Yoksa, yandım keten helva!