Hep söylüyorum:

Bizi bu orman yangınları ya da sel felaketleri, depremler yok edemez…
Bizi asıl yakan ve üzen içimizdeki fırsatçılar…
Küçük iki örnek vereceğim bu hainlerden;
Piyasada ısıya dayanıklı eldivenler vardı, şimdi de var…
Fark şurda;
Bir hafta öncesine kadar bu eldivenler 42 TL idi şimdi 90 TL…
Belki şu anda etiket fiyatları değişmiş, 100 TL’nin üzerine çıkmıştır…
Yalnız bu mu?
Yangın söndürme topları var!
265 TL’den 470 TL’ye çıkmış…
Ne diyeceğimi bilemiyorum bu fırsatçılar için…
Bunlar benim duyduklarım, bildiklerim…
Kim bilir, daha neler var?
İşte bizi kahreden bu…
Bunları ben ‘İçimizdeki hainler’ olarak kabul ediyorum…
Dinleseniz kim bilir, neler söyleyeceklerdir neler?
 Tülin Hanım yazmış:
'Bu topraklar efsunludur.
Anadolu Rahmandır.
Bundan binlerce yıl önce; ‘Ben kimim?’ diyen, önce felsefe, sonra da bilimin temelini atan filozoflar çıkardı, bu topraklar…
Yaktığını sanırsın ama yakamazsın.
Böldüğünü sanırsın ama bölemezsin.
Küllerinden kaç defa doğduğunu bilir misin sen bu Toprakların?
O mühür Anadolu 'nun mayasıdır.
Ne yaparsan yap, bozamazsın.
Her yangın elbirliği ile elbet söner.
Işık taşıyan eller değişir ama taşıdıkları ışık ise ölümsüzdür.
Mustafa Kemâl'in dediği gibi Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır...

Nasıl olacak?

Bu arada benim anlamadığım bir nokta var…
Birçok kurum ve kuruluş ‘fidan bağışlarından’ söz ediyor…
Yani bizim elimizde milyonlarca fidan hazır bekliyor mu?
Yine merak ediyorum:
Bugüne kadar Orman vakıflarına, derneklere milyarlarca liralık bağışlar yapıldı.
Hemen herkes ‘Benim de dikili bir ağacım oldu?’ diye açıklamalarda bulundu…
Bu ağaçlar nerede?
Bu fidanlar nerede?
Yine ihaleler açılacak herhalde…
Peki ihaleyi alanlar veya verilecekler bu işi nasıl başaracak?
Merak içinde bekliyorum…
Tabii ki kimler zenginliklerine zenginlik katacak bunu da…