Muzaffer Ayhan Kara'yı sanıyorum 2019 seçimlerinden önce tanıdım.

Belki de daha önceden...

Çünkü İzmir'de önemli siyaset adamları bir platform kurmuşlar ve burada fikir üretiyorlardı.

Bunların biri de İstanbul'dan İzmir'e hanımının memleketine gelen Muzaffer Bey idi...

Muhabir arkadaşlardan biri kendisi ile tanışmamı önermiş ve ben de bir internet televizyonunda kendisini misafir etmiştim.

Bu arada İstanbul siyaseti hakkında ilginç şeyler öğrenmiştim kendisinden.

Sonra yollarımız ayrıldı.

Muzaffer Ayhan Kara Göztepe'nin maçlarını takip ediyordu ve bilmem kaç yıl sonra Göztepe'nin Süper Lige çıkışının hikayesini de kitaplaştırmıştı.

Seçimlerden sonra da Tunç Soyer anımsadığım kadarıyla belediye şirketlerinin birinde bilgisinden yararlanmak için yönetime almıştı.

O zamana kadar bazı medya kuruluşlarında yazılar yazıyordu.                                                                       

Şimdi elime 10 Haziran tarihli bir yazısı geçti.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir ziyaretini ele almış ve İzmir'de 'Cumhurbaşkanı adayıyım' deyişini anlatıyor, görüşünü belirtiyordu.

Yazının başlığı da 'Erdoğan'ın beyhude resti...'  idi.

Son yıllar hariç, tüm Başbakanlığı ve parti başkanlığı dönemlerinde yani ilk gününden bu yana tüm toplantılarını takip etmiştim.

Karşıyaka'daki bir toplantısında, il yöneticilerini haşladığını yazmıştım.

Gündoğdu toplantılarından birinden dönerken, kendisine acındıran bir sahtekarın tuzağına düştüğümü nasıl dolandırıldığımı anlatmıştım.

Aynı kişiye bir başka mitinginde tam Büyük Efes'in karşısında rastladığımı beni tanımadığı için aynı taktikle dolandırmak isterken nasıl davrandığımı ve dörtnala denilecek şekilde nasıl kaçtığını da yazmıştım.

O zaman ve her zaman olduğu gibi karşılaştığımız ve İzmirlilerin yabancı olmadıkları bir olayı da şöyle anlatmış, Muzaffer Ayhan Kara;

'AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün (9 Haziran) İzmir'deydi. O gün yer gök polis olan İzmir'de, Erdoğan üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olacağını da açıkladı.

Erdoğan'ın adaylığını daha önce partneri, ortağı Bahçeli açıklayıp duruyordu.

Şimdi bizzat kendisi açıklamış oldu. Aklı sıra, muhalefetin adayını açıklamasını zorlamak için bu çıkışı yaptı!

Fakat Erdoğan'ınki nafile, beyhude bir çıkış. Çünkü muhalefet adayını seçim takvimi yürürlüğe girmeden açıklamayacak.

Peki seçim takvimi ne zaman açıklanacak YSK tarafından?

Soruyu daha açalım; seçim ne zaman olacak?

Öyle gözüküyor ki Cumhur İttifakı önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine yeni seçim yasası ile gidecek.

Zaten üzerinde onca çalışıp çıkardıkları yasa 6'lı masanın işini zorlaştırmaya yönelik. Şimdi Cumhur İttifakı neden erken seçim yaparak bu avantajından vaz geçsin?

Yani, demem o ki seçim zamanında olacak.

Belki haziranda değil de nisan sonu mayıs başlarında olur ama o da artık zamanında sayılır. Seçimin zamanında olacağının malum bir göstergesi de ekonomik süreç. Bu alandaki kimi düzeltmeler için iktidarın zamana ihtiyacı var.

Demek oluyor ki, seçim takvimi 2023 Şubat, bilemediniz Ocak'ta açıklanacak.

Bu durumda 6'lı masa da adayını 2023'ün ilk haftalarında açıklayıp seçmenin karşısına çıkaracak...'

ANAYASA AÇIK VE NET

Ben Muzaffer Beye katılmıyorum...

Çünkü; Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasamıza göre üçüncü kez aday adayı olması imkansız.

Kanunlarda ne kadar boşluk ya da madde, fıkra arayın durun yok!

Bulamazsınız...

Bu Anayasa'yı hazırlayan da zaten Adalet ve Kalkınma Partisi...

Peki ne olacak?

Erken seçim olacak!

Ya da 'baskın' adı verilen seçim olacak...

Hepimiz, 'Türkiye hukuk devletidir' demiyor muyuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı lafı söylemiyor mu?

Yani bir şekilde seçim çok daha erken tarihte olacak...

Şimdi aklıma geldi; Bunun tarihi de 15 Temmuz akşamı açıklanabilir...

DERSLERİNİ ÇALIŞIYORLAR

'İşte muhalefetin bu yol haritası da iktidarı adeta çıldırtacak!

Muhalefet ise önümüzdeki süreçte seçmenin karşısına olgunlaştıracağı seçim vaatleri ile çıkacak.

Bir yandan da 6'lı masa seçim simülasyonları yaparak en iyi ve garanti sonucu nasıl alacağı hususunda dersini çalışacak.'

Muzaffer Ayhan Kara yazısına böyle devam ediyor...

Muhalefetin adayının kim olacağını da soruyor!

Bunun yanıtını da vereyim:

'Açık ve net; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu!'

Zaten bunu bilmeyen yok...

Ama iş 6'lı masada ne zaman açıklanacak?

Seçim takvimi açıklandığında...

Sandıklar hazır, listeler hazır, matbaalar hazır...

Yasalar hazır...

Her şey hazır...

Sadece iktidarın daha doğrusu AKP Genel Başkanı ve Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Tamam' demesine bağlı...

Şimdi soruyorlar;

'Neden muhalefet Anayasa'dan yani normal seçim zamanında Erdoğan'ın adaylığının olamayacağını konuşmuyor?' diyorlar...

Her şeyin zamanı var...

'Ben adayım' demekle iş bitmiyor ki!

Yarın ne söylenecek?

Süleyman Demirel'in dediği gibi, 'Dün dündür, bugün bugündür!'

Tarihte örnekleri var...

Bakın ben AKP'nin kemik oylarını da söyleyeyim;

Yüzde 7 ya da 8...

Diyeceksiniz anketlerde yüzde 30'dan aşağı inmiyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi anketlere ben de inanmıyorum...

Sağımdaki solumdaki komşularıma bakıyorum...

AKP'li arkadaşlarımla ve vatandaşlarla konuşuyorum sonuca ulaşıyorum...

Hani siyasetle uğraşanlar 'Memurları' ya da partilileri sayıyorlarsa yanılıyorlar.

Bunu sandık gösterecek...

İktidarın nimetlerinden yararlananlar gibi iktidarın kan kaybını yaşayanlar da mutlaka olur...

Herkesi mutlu ve mesut etmek kolay değildir.

İstanbul seçimlerinin sonucunu kim belirlemişti;

Beykoz otobüsünde Mecidiköy'e giderken yanımda oturan bir aşçı kadın...

Yazmıştım;

'Yer gök Erdoğan ve Binali Yıldırım'ın görüntüleri ve pankartları ile dolu... Bir tane CHP ya da muhalefete ait görüntü görmedim!' demiştim...

Sağına soluna baktı ve kulağıma eğilerek tek bir cümle ile sonucu ilan etmişti:

'Aynen İzmir gibi!' demişti...

Ve açın arşive belgeler bakın...

Yazdım ve 'CHP İstanbul seçimini kazandı!' yazdım...

O güne kadar bir kişi bile yazmamıştı...

Sonra 'Ben söylemiştim!' diyenler çıktı...

Her zaman böyle olur...

Masa başında, ya da anket ile bu işler belli olmaz...

Bizim insanımız sandığa giderken bile fikrini değiştirebilir...

Kendinizi düşünün, ailenizi düşünün, o zaman kararınızı verin...

İşte seçimin sonucu budur...

Şimdiden ilan da edebilirsiniz...

İnanın gerçekleri bazı menfaatçiler, fırsatçılar, algı yaratıcıları değiştiremezler...