Tüm dostlarımın ve okuyucularımın, inananların Kurban Bayramlarını kutluyorum..

Sağlık içinde nice bayramlar diliyorum…

Kurban kesimi ve bayramı ile ilgili çeşitli görüşler bulunuyor.

Ritüel olarak kavimlerde, dinlerde, toplumlarda vardır.

Bunlar benim saham ve bilgim dışında olduğu için yanlış anlamalara mahal vermemek için fazla söz etmeyeceğim.

Ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim:

Bazı kurum ve kişiler, kurbanlıklar için, ‘uygun fiyata’ ya da ‘ekonomik!’ gibi laflar ediyor…

Bu nasıl bir şey?

Kurbanlıklarda da ‘aldatmaca’ olabilir mi?

Bir ürünün değeri bellidir…

Çok üzerinde olursa buna ‘kandırmaca’ denmez mi?

Bazılarımız ise kurban işini son güne yani üçüncü güne bırakıyor…

Nedeni, ‘Çoban memleketine gitmeden önce, elindeki hayvanı ucuza kapatmak, almak’ için…

Bu da doğru bir davranış mı?

Karşındaki satıcının hakkını gasp değil mi?

Dediğim gibi bu işler biraz da alengirli…

Fazla derine gitmemek, girmemek lazım…

DEĞMEZ

Fotoğrafından tanıdığım ama ismini çıkaramadığım bir ünlü dizi film oyuncumuz, söyleşide şunları söylemiş:

‘Kavga çıkmasın diye sustuğum zamanlar, kırılmasın diye sessiz kaldığım konular ve kaybetmemek için alttan aldığım insanlar oldu.

Şimdi anlıyorum ki;

Bazı kavgalar çıkmalı, bazı kalpler kırılmalı, bazı insanlar kaybedilmeliymiş!

Sürekli gönül yapmaya çalışmak, boşa kürek çekmekmiş!’

Bakalım bu görüşe katılan kaç kişi var?

Ben sadece ‘Sahtekara, namussuza, alçağa, hırsıza’  gösterilen ilginin onda birinin doğru, dürüst insanlara gösterilmesinden yanayım…

Çünkü görüyor ve yaşıyorum, hak etmeyen insanlar çok daha ön safhada oluyor…

Her kesimden insanlarımız da bunları bir şey sanıyor…

Bir ara gündemime çok alıyordum:

Ben de şöyle diyordum;

‘Kimseyi övmeyen,

Kimseye küsmeyen,

Kimseden yakınmayan,

Kimseyi suçlamayan;

Olgun insandır!’

Epıktetos yıllar önce bunları söylemiş…

Ben şimdi bu ‘Kimselerden’ sadece ‘Kimseyi övmeyen’i seviyor ve destekliyorum…

Bu ‘övmek’ sözü sadece ‘günlük’ tür…

Bugün bir şekilde ‘övdüklerimizin’ ne kadar değersiz olduklarını ve ‘işe yaramadıklarını’ daha doğrusu ‘bencil ve oportünist’ olduklarını görüyorum, görüyoruz…

Özellikle gençlere ve okuyucularıma şöyle diyorum:

Kesinlikle ve kesinlikle ne müdürünüzü, ne amirinizi ne de sizi işe alanı övmeyin…

Övgü sadece insanlığı hizmet etmek için kendini heba edenlere olmalıdır…

Özellikle yönetici taifesine kesinlikle olmaz…

O işini yapmakta ve karşılığını almaktadır…