Saat 09'u biraz geçmişti ki, telefonum çaldı…
'Hayırdır!' diyerek açtım…
Çünkü sabah erken saatte ve akşamları belli bir saatten sonra gelen telefon çağrıları nedense aklıma iyi şeyler getirmiyor.
Bir gün önce de yine bir mahkeme celbi geldiği için biraz da huzursuzdum.
Telefondaki ses, 'Günaydın, umarım rahatsız etmiyorum' diyerek kendini tanıttı;
'Ben Neptün Soyer!'
Hiç beklemediğim için bir an 'Kim?' diye düşündüm, sonra da aklımdan geçirdim;
'Hiç yabancı değil!'
'Tunç ile ben!' diye sözlerine devam edince aklımı toparladım…
'Köy- Koop Genel Başkanı Neptün Soyer!'
İzmir'in, Türkiye'nin yetiştirdiği önemli can öğretmenlerimizden biri…
10 Yılı aşkın süredir de, kendini kooperatifçiliğe vermiş, adamış, gecesini gündüzüne katan bir idealist…
Yazımı Haber Ekspres'te okumuş, bilgilendirme ihtiyacı duymuş…
Demek ki, bir önceki cümlem ve düşüncem doğru…
Haber Ekspres'i sabahın erken saatinde okuması ve bir noktada 'rahatsız etmemek' için mesai başlama saati saat 09'u beklemesi bunu gösteriyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in sevgili eşi Neptün Hanım da, yıllarca birlikte çalıştığım 'İzmir'in ablası' önceki bakanlarımızdan Işılay Saygın gibi sabah saat 06'da ayakta oluyor, gece yarısı saat 01'den önce de yatmıyor herhalde…
Memleket ve insan aşkı, hizmet aşkı bence böyle olur…
Işılay Saygın verdiğim vatandaş istek ve şikayet mektuplarını gece 24'ten sonra okumaya başlar, notlarını alır ve mutlaka 'olumlu ya da olumsuz' yanıtlardı…
Bazen, Köy- Koop Genel Başkanı Neptün Soyer'in beni aradığı gibi doğrudan telefonla vatandaşa ulaşır ve düşüncelerini anlatırdı…
Bu benzetmeden sonra şunu söyleyeyim:
Demek ki Neptün Soyer de kendini tarıma ve köylümüze, çalışanımıza adamış…
Şunu da söyleyeyim:
Kendisini ne gördüm, ne tanıyorum…
Ama kendisine itiraf ettim;
'Güvendiğim bazı İzmirliler sizi bana met ettiler, çalışmalarınızdan övgü ile söz ettiler'
'Büyük Başkan Tunç Soyer'in eşi olmasına rağmen 6 dakika 51 saniyelik konuşmamızda hiç adı geçmedi…
Yani 'sığınacak bir liman' gibi algılamadım…
Eşinin gölgesi altında olmadığını da gördüm, hissettim…
'İşte Cumhuriyet Kadını' dedim…
Aramızda espri de yaptık…
Okuyucularım ve ahbaplarım bilir; Ben ama Köy- Koop'un ama bir önemli toplantıyı takip edeyim kesinlikle kendimi tanıtmam… Konu olursa da  'Vatandaş Yaşar!' derim…
Yerim de hep en arka ve kıyı köşedir…
Oradan izler; samimilerle, fırsatçıları, beklentisi olanları, sahtekârları görmeye çalışırım.
Bu huyum 70'li yıllarda CHP İzmir Milletvekili Akın Simav'dan bu yana sürüyor…
Her toplantıdan sonra mutlaka izlenimlerini sorardı, aynen Işılay Saygın gibi…
Bazı tipler için 'aman dikkat' derdim, çoğu zaman da haklı çıkardım…
Bence dolaylı yönden Neptün Soyer'e de bu arada bir mesaj vermek istedim…
'Her sakallıyı sakın Deden' diye sanma…