“Küçük insanların büyük düşleri olmaz ama küçük aletlerin büyük işleri olur” naçizane benim sözüm. Bu söz aklıma birden şimdi bana bunları düşündürdü. İnsan kim bilir, uzak bir tarihte evini sırtına taşıyacak. Salyangoz ve kaplumbağa gibi. Belki de salyangoz ve kaplumbağa bugün tersine evrilmiş canlılar olabilir mi?
Yani bugünkü canlıların eskiden çok daha iyi örnekleri varken, (Dünyanın 7 harikasından biri olan Mısır piramitlerinin günümüze kadar gelmesinin, çok gelişmiş bir pratikliği ve tekniği göstermesi gibi.) bugünkü canlıların tersine evrilmiş halleri olmasının veya olmamasının önünde hangi engelleri olabilir ki?
Bunu şuna dayanarak söylüyorum. Yaşam döngülerinde her şeyde tekrar ve kendine dönüş var. Tıpkı bumerang gibi.
Kimyada da, tersinir reaksiyonlar vardır. Doğada bazı maddeler (bileşik) elde edilmesinden sonra, tekrar kendini oluşturan elementlere ayrışabilirler. Örneğin Mg havada yanınca MgO (magnezyum oksit’e) dönüşür. Sonra tekrar Mg ve Oksijene tersinir reaksiyonla ayrışır. Su da öyledir. Su ,2 atom hidrojen 1 atom oksijenden meydana gelmiş bir bileşiktir ama tersinir reaksiyonla yani tekrar hidrojene ve oksijene ayrışabilir. Canlılar için de bu durum neden geçerli olmasın?
İleri yaşamlarda bel ki de ,evini sırtında taşıyan canlılar sadece hayvanlar olmayacak. Bugün 3D yazıcıları (akıllı) bu evlerin mimarları olabilirler. 3D, 4D derken şimdi de 5D yazıcılar gündemde. Yani teknolojinin bile bir evrimi varken, teknolojinin bu kadar ilerlemesiyle hepimizin uzaklaşamadığı telefon ve bilgisayarlar, şimdiden bizim bir parçamız değiller mi?
Telefon cansız ama canlılarla yaşıyor. Yani bir tür simbiyoz yaşam. Akıllı teknoloji cihazların canlılara yapışması ve bir süre sonra canlıyı tamamen kendi etkisi altına alabilme yetisi de geliştirilebilir. Hatta artık vücudun tüm işlevsel durumunu kontrol eder, yaralarını kendi kendine tedavi edebilir vücudun tüm gereksinimlerini, kurduğu laboratuvar sistemiyle tüm tahlil ve tedavilerini de kendi yapabilir duruma gelebilir hatta yaratılan çiplerle bunun için bilim insanlarının çalıştığını da duyuyoruz. Bugün bile insana benzetilen, çoğu şeyi yapabilen robotların bence ileri hali, insan veya diğer hayvanların vücudunun içine girip yönetmek olacaktır.
Şimdi söyleyin bakalım dünyayı yönetmek isteyen akılsız insanların akıllı icatları, onları yok edebilecek duruma gelince ne yapılacağı konusunda bir öngörüleri var mıdır acaba?
Uzay aracı ve roket üreticisi SpaceX şirketi ile uzay taşımacılığında ve karada da ses hızına yakın Hyperloop taşıma sistemi ile yeni bir dönem başlatmaya çalışan Elon Musk, yapay zekâ konusunda bir kez daha uyarıda bulundu. The Verge'de yer alan habere göre, daha önce yapay zekânın insanın kabiliyetlerini geride bırakması durumunda bir felaketin yaşanabileceği uyarısında bulunan Musk, yapay zekâ çalışmalarına regülasyonlar gelmesi gerektiğini açıkladı.
Musk teknolojik ilerlemenin bir sonucu olarak yapay zekânın insanoğluna hükmedeceği kehanetini defalarca farklı platformlarda dile getirdi. Bunun çözümünün insanların da yapay zekâ gibi bir beyin yapısına sahip olmasından geçtiğini söyledi. https://www.ntv.com.tr/galeri/teknoloji/elon-musktan-yapay-zekâ-aciklamasi,
Peki, bu nasıl olacak? Dünya ‘daki hızlı teknolojik gelişmeye ayak uydurmak, damga vurmak istiyorsak bilge ve büyük önderimiz Atatürk ‘ün yol gösterdiği ‘’Dünyada Barış, Yurtta Barış ‘’ milli vizyonumuzu hayata geçirmeliyiz.
Eğer Dünya’da söz sahibi ve güçlü bir ülke olmak istiyorsak, ülkemiz bilim insanlarının, çağın buluşunu yapmaları gerekir. Gelecekte en iyi buluş ,tüketicilerin de kendi besinlerini üretir hale gelmesi olacaktır. Yeşil bitkilerde bulunan klorofil dediğimiz plastitleri insan ve hayvan vücuduna nasıl adapte edilebiliri bulmaları gerekir. Yeşil bitkiler bünyelerinde bulundurduğu plastitler ile güneş ışığını, suyu ve karbondiokdisidi kullanarak vücutlarında besin üretirler.(Karbonhidrat, protein ve yağ ) Yapay zekâdan da yararlanılarak insanlar ve hayvanlara vücutlarında besin yapma yeteneği kazandırılabilir düşüncesi şimdilik hayalî gelse de ben bunun yapılabileceğini düşünüyorum.
Çünkü doğal kaynaklar hızla tükeniyor. Dünya nüfusu artıyor! İklim değişiklikleri canlıların yaşam biçimlerini değiştirecek . Bu yaşama ayak uydurabilecek, yenilik ve buluşların hedefi de bu yönde olacaktır. Bu buluş bütün insanlık için önemli ve gereklidir.
O zaman insanlık için; ne gıda savaşı, ne enerji savaşı, ne su savaşı, ne doğa terörü ne de kutuplaşma terörü olmayacaktır. Hatta din savaşları bile olmayacaktır.
