Dilin kemiği yok!
Herkes istediği gibi konuşur ve düşünür…
Yorum da yapar…
Ama yasaları değiştiremez…
Bütün dünya gibi bizler de, AKP Yönetimi ve hükümetleri de kooperatifçiliği destekliyor.
Yani anormal bir durum yok…
Köylü, üretici ve ziraatla ilgilenen insanlarımız böylece desteklenmiş oluyor.
En büyük suç herhalde Neptün Soyer de…
En büyük kooperatiflerimizden ve gururumuz Köy- Koop'un genel başkanı…
Atanarak mı başkan olmuş, seçilerek mi?
Yeni mi, eski mi?
Yani kurallara ve yasalara uygun…
Başarılı çalışmalarından ötürü de kutlamak lazım…
Ne kooperatifler var?
Üyelerinin haklarını koruyamadıkları gibi, onları batağa sürükleyenler…
Devletin verdiği teşvikleri ve destekleri hortumlayan sözde yöneticileri…
 
Başlarını kaldıramazlar
 
Yapı kooperatiflerinden tutun da, üretim kooperatiflerine kadar hepsi sıkı denetim altındadırlar.
Hatta bunu AKP'li Ergin Deneçli'nin de arkadaşı olduğunu sandığım AKP'li bir uzman arkadaşımız var…
Ona da sorabilir?
Bir müfettiş inanın bir kuruşun hesabını bile çıkarır…
Zaten bu yüzden birçok kooperatif yöneticisi de mahkemelik olduğu gibi hapis cezası bile almıştır.
Yani AKP'lilerin söyledikleri ve iddia ettikleri gibi, 'Köy Koop'un bu satışlar sonucu elde ettiği gelirin nereye gittiği? Bu kazançlar gerçekten köylünün ve çiftçinin lehine mi kullanılıyor?' gibi iddiaları sadece algı yaratmak ve insanların akıllarından 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz!' imajını yaratmak içindir…
Bence işin güzel tarafı da yine AKP'lilerin de belirttiği gibi, alımların, kuruşu kuruşuna belediyenin belirlediği muhammen bedel üzerinden yapılmış olması…
Bu rakamlar da uzmanlar tarafından yem fiyatlarından tutun da ilaç ve işçiliğe kadar irdelendikten sonra çıkarılıyor…
Yani ezbere olmuyor…
Eş, dost sistemi de geçersiz…
Yani Başkanın karısının seçilmiş başkan olması da sonucu etkilemez…
Kooperatifçilikte de, ticarette de, yasada da şu madde geçerlidir:
'Yöneticiler basiretli bir tüccar gibi davranmak zorundadır…'
 
Özetle
 
Son sözüm şu:
Yakın zamanda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bu tür söylentilere karşı 'zehir zemberek' bir açıklama yaptı…
Her kuruşun hesabının, orman yangını ve fidan dikiminde olduğu gibi İzmir Valisine belirli zaman dilimleri içinde verildiğini söyledi…
Okumalarını öneriyor ve diliyorum…
Bir de şu var;
Tüm CHP'li belediyelerde olduğu gibi İzmir Büyükşehir Belediyesi de çok sıkı ve ciddi müfettiş kontrolündedirler…
Her adımları takiptedir…
Şeytana uyanlar anında belirlenir ve gereken AKP'li Bakanlar tarafından yapılır…
Unutmayalım:
Arayan Mevla'sını da bulur, belasını da…
Benim Ergin Deneçli gibi arkadaşlardan, dostlardan ricam beni birilerini met etmek ya da zem etmek için lütfen zorlamayın…
Zaten yazılarımda 'doğruya doğru', 'eğriye eğri' demeye çalışıyorum…
Hata yapmaz mıyım?
Yaparım!
Ama doğrusunu öğrenir öğrenmez, özür dileyerek düzeltirim…
Beni aldatan, yanıltın olmaz mı?
Tabii ki olur…
Çünkü dünya menfaat üzerine kurulmuş…
Beklentisi olanlar ya da menfaatleri zedelenenler mutlaka benim gibileri de 'kandırmak' isteyeceklerdir…
Mühim olan Şeytan'a uymamak. Hislerimizle, duygularımızla hareket etmemek…
Zaten kaç zamandır yazıyor ve öneriyorum:
'Kesinlikle kimseyi met etmeyin!'
Çünkü o görevini yapıyor…
Yapmayanı uyaralım…
İşte bu kadar…